
Hermes mi Amon mu
12 Şubat 2025
Gayb
11 Mart 2025E ee..dedi eee!! Ne istiyorsun yine...
*Bana birşeyler anlat, canım çok sıkılıyor. Varlığım! kesikli de olsa sürekli tatmin edilecek birşeyler arıyor, bana gelsin hep ne gelecekse, can sıkıntısı ile baş edemiyorum.Ne cesurum, ne de hayalperest, çalışkan da değilim, doğal mirasını her şekilde tüketmiş olan bir türün son örneklerindenim..Biraz geçmişe bakıp çoğu yine benim gibi sıkılanlar tarafından yazılmış bir tarihin geçmişine dahi baktığımda bu yalanı sürdürüp bu sıkıntı ve boşluğu dolduracak yalanlar dahi bulamıyorum, tüm yalanlar söylenmiş gibi...taze bir yalana ihtiyacım var...
Modern çağ ve kültürünün sıkıntısını -içi ve dışının kendinden daha da sıkıntılı olduğu bir şekilde! sıkan ve sıkılanların yanında ben de bir kurtarıcı olarak olarak yer almak istiyorum..Bana da onlar gibi sorgusuzca inansınlar ya da hiç bulaşmasınlar istiyorum, aslında konformistmişim dedikleri yerlerime...Aloo!! hemen herkesi koyunlaştıran "düzen" amacınız ne? Bilinen ve bilinmeyen ama tarafınızdan yazılan tarihin, olayların ve olguların tüm özünü alıp -iyi ya da kötü- kendinize bir gelecek=boşluk doldurucu, sıkıntı giderici bir şey. Yaratamayacaksınız..Çünkü birey önemli dediniz, bireyin yok olduğunu gördüğünüz yerde, daha da zayıflatıp, aynı kategoriye sığdırıp suyunu sıkmak ve bir başka kötücül öz yaratmak için...Unutmayın ki bitmedi, hiç bitmeyecek, başka birşey başlayacak, ey halk, rahat olun ve lütfen farkında da olun, en büyük farkındalığınız ise önce kendinizi bilmek, çalışmak, üretmek ve sevmeye devam etmek olsun. Artık antik çağlarda değiliz..Tanrılar filan hiç bir zaman istemiyordu aslında, kendilerinin güzelliklerini görmek için güzel oğlanların peşinde koşup onları kendilerine aşık ederek tanrılık onurunu korumayı, kadınlar da hiçbir zaman barınakların sadık köpeği olma ya da zaten bilinçsiz bir erkil anlayışın zayıf " tamamlayıcısı" olmak istemediler.. Görmüyor muyuz, aslında herkes kendisi olmak ve kendisi olarak anlamak için başlarken hayata çoğunlukla bozuluyor, ama dert etmeyin, iyiler görünmez ama bilirsiniz olduklarını, kötüler ise her yerdedir, hem görür hem de bilirsiniz, bu yüzden etkileri de daha yüksektir.. Neden böyle diye sormayın, sizin gibi ben de bilmiyorum.. ama bildiğim birşey var ki bilmediklerimin cevabına odaklanmak hep kötülerin ekmeğine yağ sürecektir..Çünkü insanın "bilincine rağmen" bu kadar kötü şeyler yapabilmesi, ne einstain in izafiyet teorisi vs, dünyadaki kaynakların kıtlığı gibi şeylerle açıklanamaz, zeka ve güç farkıyla da açıklanamaz, örneğin ben uzun boylu, güçlü, zekası da yerinde biriyim ama kötü değilim, çok daha fazla örnekler yazılır bu iyilik ve kötülüğün açıjlanması için ancak bana göre önemli olan şu ki bilmediğini ve tam olarak anlayamayacağını farkettiğin yerde durmak ve bildiğin şeylere odaklanmak ve orada üretmek gerekir, belki bu şekilde anlayamadığın birçok şeyin kapıları da açılır...
Günümüzün yokluğunda yine bu sıkılan, istedikleri nitelikte taze kanı bulamayan her dönemin olduğu gibi bu dönemin de vampirleri tarafından sorunlar, söze, yazıya ve eyleme getirilmekte, bir saat izlemek için bilet aldığımız bir oyuna tüm hayatımızı takas-mahsup etmek büyük acıdır bence...
Bundan sonra yazacaklarım hikaye, okumak serbest:) Ucunu açık bırakabilmek daha iyi olurdu belki ama hayır..biraz erdem sokmak gerekli, öyle hissediyorum..çünkü insan olabilme haline gelmenin bir erdem değil aslında bir yerde de bir mücadele olduğuna inanıyorum.
Postmodernist bir formüle doğru gidildi, herşey çok sıkıcı halen, çünkü biz kendimiz değiliz... Kendin olmanın, kendini bulmanın, kendi gerçekliğini bulmanın yolunu keşfetmek gerekli. Evet....koyunlar bu sefer yollara dökülmedi, bir koyun, iki koyun diye güya koyunları değil de kendilerini saymaya başlamış gibi yola revan edildiler, daha birazcık bile oyalanamadan kendi kendilerini dağıttılar...önemli ya da önemsiz anlayamadığınız her şey şekilsiz ama anlanması, anlaşılması gerekli birşey gibi görünebilir, Bu kadar lafın üstüne bir yere bağlamak gerekirse kendi bağlamımda bütün soru ve sorunsalların hepsinin üstüne bir çizik atın, hatta mümkünse sıçın üstüne.. .ve kendi yolculuğunuzda devam edin..buna paradoks diyorlar..Oxford sözlüğüne göre değil ancak bana göre, bu da bir paradoks:) Paradoks=Çıkmaz...