
Bahçe Duvarından Aştım, “Kızılcık Göğe!!!” Ulaştım
1 Ağustos 2024
Katarsis
25 Ağustos 2024B ir balkon, yazın çok sıcak, kışın çok soğuk, "mevsimli balkon":)
Küçük "Yeze*" neredeyse tüm yaşamını orada geçirdi, yani işte..3 yaşından başlasa...hadi 12 yaşına kadar diyelim...her gün ayrı bir macera, bir keşfedişti, o zaman için büyüktü elbette, 12 yaşındsn sonra, belki 13, belki de 14 de olabilir, kimine göre daha az, kimine göre daha çok...herkes bir şekilde yaşamıştır gurbeti, en azından benim yaşadığım zaman diliminde, gurbet..neresi mi, gurbet, balkonun dışının da dışıdır, balkon ben, balkonun dışı biz, balkonun dışının da dışı, orası "gurbet" işte.."ölmeden önce gidilmesi, varılması gereken yer, dünyanın sekizinci harikası, gerçi yediden sonra harikalar da artmış olabilir ismen ve cismen:)...
B u zaman, bir zaman değil, bu şey, nasıl anlatsam, farkında olunmayan, sadece yaşanan, bir cennet, muhallebi değil, saf süt...
O balkonda, yaşandı, çadırlar kuruldu, evcilikler oynandı, yan balkonlara geçildi, komşuların balkonlarına neredeyse sıçıldı, bu balkonun dibindeki çatılara inildi, komşuların tüm attıkları toplandı, saklansaydı bunlar, belki arkeologlar için büyük!! İnceleme konusu olurlardı, bayramlarda bolca alınan yiyecekler bu balkonda saklandığından, çadır dünyama bolluk gelirdi bu zamanlarda, daha neler neler...ön balkondan hiç bahsetmeyeyim bile, orası bizle gurbet arasında kalmış diğerleriydi, ne aşklar yaşanmış ne sürpriz insanlar!! baş göstermiştir, kim bilir oralarda...
A rka balkon bile öylece durmadı, bir gün ufkumun sınırı olan koca dağın koskoca dağın gözünün önünde yeni doğmuş bir kedi yavrusunu bir karga alıp bir çatıya götürmesin mi, anladım o küçük yaşında bile kötü! Birşeyler olduğunu, kimse söylemedi, kalbim sıkıştı anladım, gurbete doğru ilk yolculuğumun silueti böyle bir anda vücut buldu, kendini bir şekilde gösterdi sanki, bunu da unutabilirdim, ağlardım, anlardım, belki geçerdi... Ancak bundan sonra insanlar da artık rahat durmamaya başladılar, bu kadar bağlamsız, zamansız, öylesine görünen her şey sanki birden bire ete kemiğe bürünmeye başladı, şimdi düşündüğümde o zamanlar da öyle süper değildi, aslında şimdiki aklımla düşündüğümde, bayağı da sefildi ama benimdi...
Y ine neyse, bu karga bu kediyi yedi..gol.1, sonra Fatma Girik..başrolde ..sanırım..bebeğini kartal aldı köy yerinde ..çalışırken...daha ötesi ve gülünesi ise bir tanıdığımızın hayvansever, enerji yumağı kızı da bir tatlı yavru kediyi seveceğim derken, seve seve!! öldürmesin mi....gurbete yolculuğun similasyonları işte kısaca böyle böyle başladı...
S onrasında, bunların gerçeklikleri -iyi ya da kötü- - güzel ya da çirkin- ...her türlü "paralel evrende" arandı, yoklukları görüldü, balkonuma dönme yolundayken arkamdan bağırıyorlardı, böyle çekip gidemezsin, yine geleceksin, bu sefer sıkılıp geleceksin, tanıştık bir kere, bizi unutman için ya bizi ya dackendini yok etmen, susturman gerekir....yola çıktım balkona doğru..gerçi orası da deprem nedeniyle tamamen yıkılmış yani yok artık, neyse en azından yerini biliyorum, bu defa ...zaten karga da gelmez, gelse de ben yapacağımı bilirim ona:)