İnsana Dair: Biraz Oradan, Biraz Buradan…

Ö ç alma duygusuyla beslenmenin, karşı koyulamayan negatif yüksek haz duygusuyla var olma isteğinin, bilinç dışı ile bilinç altı arasında bir yerlerde sürekli konum değiştirip, kendimize ait bir bilincimiz varmış gibi sürekli bizimle oynayan bir benlik yanılgısı, aslında ve belki de ölüme doğru bir çırpınış, bazı refleksler bizi diri tutar evet ancak içimizi çürütür, karanlık yoldan eve dönüş...

E ve dönüş yolu daima karanlıktır. Bazı reflekslerin ateşi, mühim olan mum ya da sigara değil, daima ateştir.

A ncak yine de, Jung ve Freud'u da anarak;

The damage is done.
Shoot the bottles, not creatures...

E ğer insanların ölçüsünü almayı öğrenebilmiş ve kalıplara uygun 'patronları' zihin dolabınızda güzelce dosyalamışsanız, işiniz biraz kolaylaşır, artık "içinde" değilsinizdir, daha doğrusu, ne içindesinizdir ne de dışında, artık kendini tutamayan bir boşluksunuzdur..*
* Slovak Zizek, aynı isimli kitabından.

D ün gece bir rüya gördüm, bu arada benim rüyalarımın çoğu oldukça uçuktur..uyanır ve yazarım bu rüyaları, bir tanesini sizinle paylaşacağım şimdi, ...devlet beni ajan olarak kullanmış, ancak bizi savaştırdıkları da ajan .ancak verilen işi yaparken biz bunu bilmiyoruz,neyse verilen iş bitiyor. Nedenini soruyoruz..bu sizi ilgilendirmez "mission is comleted," .. Ancak ülkemizde kalamazsınız artık, öldürürler sizi burada, dünyanın çeşitli ülkelerine gönderileceksiniz, gruplar halinde yaşayacaksınız, tehlike bitince geri döneceksiniz, 365 günün 360 günü bir arada yaşayacaksınız.. Üremenizde bir sıkıntı yok, çocuklarınıza da bakılacak, bunu biz istemedik diyorlar bazıları, kess!! sesini diyorlar, bu bir görev, isteğinin bir önemi yok, kaldı ki sefil hayatın artık bir anlam kazandı, neyi sorguluyorsun..neyse daha uzun da..bu kadar diyelim.. Rüyanın sonunda her bir kişiyi götürülecekleri ülkenin giriş bölümüne getiriyorlar..kapıda benim gideceğim ülkenin adı "onetock/onetocky" ☺️👀