Black in the Pearl, Pearl in the Black

Ç iğ süt emmiş insan!! derler ya,
Nasıl da afillli o gevrek suratlarla,
Eee, ne olmuş yani,
"İçinde kaynatabilir miydi acaba?"
Demek,
Bu satırda havalı duracak, devam!!
Varoluşsal tek sorum bu kaldı afilsiz ve havasız,
Bayağı ve dümdüz,
Bir öküz sesi gibi,
Öylesine ve estetiksiz,
Birşeyler yapabilir miydi insan...?

A rkasına sığınıp,
Salladığınız yumruklar,
Heyyy, alooo!!! babanız öldü,
Ölünün arkasına saklanılmaz,
Ağlanır belki,
O gözyaşları bile daha gerçek,
Onun babanız olmasından,
Öyle olsa da bir bok olmazdı,
Çok da önemli değil yani,
"Baba", "babalık",
Heyyy!! Naber babalııkkk!!!
Bu korku,
İkinizin içinde,
İkiniz için de...
Kavga etmeyin, hadi barışın mı,
Yoksa geberin mi desem,
Aman banane, ister yaşayın, ister geberin,
Bana baba..ayyy! pardon, bela olmayın da...

H epimizin içindeki canavarların vücut bulmuş hali..siyaset
Demokrasi..canavardan korkup "sözümona meleklerimizle" milletin canavar indirme kisvesi altındaki sözümona iradesi
Seçim,..gürültü kirliliği, ideolojilerin efektif kullanım süreci. avama tecavüzden zevk almayı öğretme sanatı, . seçmen..boğa güreşçilerini çekirdek çitleyerek, vakit öldürerek izleyen kitlecik.
Seçilmeye çalışanlar...boğa güreşçileri, acı ve kanla beslenen bin yıllık modası geçmiş, işlevini yitirmiş, ideolojilerin yüz yıllık icra sanatçıları..hoşgeldiniz hepiniz yine ve hoşgidiniz...
mahalle aralarından geçen patates var, soğan var kamyonlu satıcılarının verdiği huzur ile seçim arabalarının anonsalarının verdiği rahatsızlık arasındaki fark giderek açılmakta, bir meçhule sürüklenen homosapiens ile yapay zeka karşıllıklı ağlaşmayacak elbet birgün, biri ölecek diğeri kazanacak, kimin öleceğini anlamak çok zor değil gibi, bu defa yarattığımız canavarları "meleklerimizle" öldüremeyeceğimiz zamanlara da